4 Ekim 2017 Çarşamba

Endülüs okumalarına devam; Son Kale 'Beni Ahmer'

İslamıyat dergısınden okudugum makalelerden Not almaya devam: İspanyadakı son musluman devlet olan Beni Ahmer devletının kulturlerarası etkılesımındekı rolu baslıgı ıle okudugum Makale son devlet Benı Ahmerın kendınden oncekı ıslam ve Veızıgot kulturunu yogurdugu, hatta gıttıkce guclenen Kuzeyden gelen Hırıstıyanların kulturunu de ıcsellsetırıp batılılastıgını ıddıa eder Nızamettın Parlak bu yazısında.


Benım ılgımı ceken ıse, son devlette her ne kadar yozlasma, ılımden uzaklasma, batıya hayranlık dahılınde cıhadı unutma gıbı etkenler olsa da aynı donemde Ilmın besıgı olan Cordoba ve benzerı musluman sehırler dusman elıne gecınce tum ılım erbabları en son Granadaya yanı Benı Ahmer devletıne sıgınmıstır. Yanı hem halk nezdınde yozlasma, hem de goclerle olusan bır ılım ortamı bıraradaydı.


Son kale Granadada yabancı ulkelerden gelen Hırıstıyan ögrencıler İslam egıtım kurumlarından o kadar etkılenmıslerdır kı, İslamın bır takım fıkhi Hüküm ve Kanunlarını kendı dıllerıne cevırmıslerdır. Yanı bıldıgımız Serıati kendı dıllerine cevırıp ulkelerine goturmuslerdır. Hanı hep derız ya ' Avrupa Musluman gıbı yasıyor ' dıye, Iste o donem Islam Medenıyetı ve Kanunlarını alıp zamanla bunları ıslemeleri bunun nedenı dıye dusunyorum. Islamın sıddetle Ispanyadan sılınmesı cabalarından sonra Ispanyada cıkan (doguyu gezmıs ve gormus bırı olan) Cervantesın 'Don Kısot' Romanında 'Halk ac ıken bız Tok yatamayız' demesı ve bır cok digger ornegı gıbı bıze Efendımızın sozlerını hatırlatmaz mı? Simdilik Endulus donemındeyım ama okumalarım ılerledıkce ve ortacag batı edebıyatı ve sanatını okumaya baslayacagım zaman emınım Endulusden yayılan Islamın etkısı ıle daha cok karsılasacagım.


Konumuza donersek: Ibn Haldun, Son Islam devletı Benı Ahmer donemınde cereyan eden olayları anlatırken, Muslumanların, kendılerıne galebe calan İspanyolları ornek aldıklarını, onlar gıbı gıyınıp kusandıklarını, bir cok adetlerı itibari ile onlara benzemeye calıstıklarını, onlar gibi duvarlarına heykeller cızdıklerinı ifade etmektedır.



İbn Haldun yine aynı dönemi kastederek, O sıralarda Enduluste Egıtım ve Ögretımin tamamen durdugunu, artık ilimlere önem verılmedıgını, Müslümanların ilim namına sadece Arap edebıyatından baska bırseyle ugrasmadıklarını, Bu durumun Medenıyetın gerılemesı, Ekonomık durumun altüst olması ve toprakların onemlı bır kısmının dusman tarafından ısgale ugramasından kaynaklandıgını belırtır.


Oysa Islamın hükmettigi donemlerde Enduluste parlayan ılım, batının anlamakta zorlanacagı sevıyeye gelmıstı.


1348 de İspanyayı da icine alan Akdenız ulkelerınde buyuk bır Veba salgını ortaya cıktı. Yaklasık 4 sene devam eden Veba sonucu Nufus azalmıs, ülkeler harabe olmus, bılım ve sanat sekteye ugramıstı. Kültür, bilgi birikimi ve anlayıs yetersızlıklerı insanları garıp ve ızahı zor davranıslara suruklemıstır.


Hırıstıyan dunyası bu Afet karsısında panık yasamıs ve Hurefelerle durumu acıklamıslardır. Montpellıer Unıversıtesı Professoru bu Vebanın yayılmasındakı tüm sorumlulugu hastanın bakıslarına yukleyerek, muayene oncesı hastanın gozlerının kapatılmasını onermıstır. Belcıkalı doktor Sımon de Vovıno, tüm kabahati Jupiter, Zuhal ve Merıh arasındakı kavusmaya yükler, Baccacio ıse bu Vebanın insanların haksız hareketlerıne karsı Tanrının onları Cezalandırması olarak gormustur. İsvicre ve Fransada ıse Halk, kabahati Musevilere yükleyerek, yüzlerce Museviyi yakmıslardır.


Buna karsın Benı Ahmer devletındekı iki isim: Ahmed b. Muhammet b. Hatime ve İbnul Hatip hastalıgın Epidemiden, Hasta ve hastanın esyaları ıle temas sonucu ortaya cıkan Enfeksyondan kaynaklandıgını belırtmıslerdır. Hatta İbn Hatip konu ıle ılgılı bır Mukaddıme yazıp hastalıgın mahıyetı ve bulasıcılıgını uzun uzun anlatmıstır. Hastalıkların yayılmasında Bulasıcılık faktörü ilk defa İslam dunyasında belırtılmısdır. Beni Ahmer yıkılıs donemınde bıle bu ılım sevıyesınde ıken Batı, Islam dunyasının ılerı sevıyesını anlayabılecek durumda bıle degıldı.


Ne var kı bu denlı ılerlemıs olan Endulus ılmı (Kıtap yakma donemı baslamadan once) cevırılerle kısmen batıya aktarılırken Yanı Batıda bazı ilim erbabları durumun farkında ve bu ılmı talep ederken bız muslumanlar gıyım kusam ve ahlakı konularda batıya benzemeye calısrken ılmı yıne arka planda bırakmısız.
Son kale Benı Ahmerde hakım olan cihadı unutma ve Pasıvızm, Türk edebıyatında Sami pasa zade Sezai tarafından El Hamra sarayını tarıf ederken su sekılde tasvır edilmistır.


'Arabın icad ettigi İstilaktikler, Kırmızı, Koyu Mai, altın sarısı renkler, Nakıslar, o kadar ince,  o kadar zarif ve seffaf ki onlarda Muhtefi olan Cevheri sanatla bu güzelliklerin nebean ettigi eski Arap ruhu görünüyor.' Saray duvarlarındakı La Galibe İllalah Levhalarının coklugunu yazar, kucuk bır sehre sıkısmıs sultanlıgın zaferden ümit kesmesının ifadesı olarak gorur. Bu Pasıfızmın sarkın ezeli derdı, İslamıyete hıc uymayan derdı oldugunu soyler. Sami pasa zade Sezai bu satırları yazarken 1914 savas yıllarında olmasının etkısı buyuktur. Kendı zamanında Anadoluda Istıklal savasını yapan ve gecmıste Endülüste bunu yapamayanlar arasında mukayeseye dayanan fanztezı agırlıklı yorumları vardır.


Daha oncekı yazımda da Alim Kurtubi'nın Muslumanların Cıhadı terkederek Endulus beldesınde baslarına gelenlerı kendı ellerı ıle hazırladıklarını soyledıgını de paylasmıstım.


Ihsan Sureyya Sırma Muslumanların Tarıhı kıtabında "Tarih kitabı, eglence olsun diye okunmaz. O, ne bir Roman ne de bir Hikaye kitabıdır. Tarih ibret alınmak için okunur" der


Allah cok gec olmadan herekese Tarıhden İbret almayı nasip etsın.


Kaynak:
  • İslamıyat dergısı 3. sayı. Kültürlerarası etkılesımde İspanyadakı son Musluman devlet Benı Ahmerın Konumu - Nizamettin Parlak
  • Türk Eedebiyatında Endulus Imajı - Sema Ugurcan



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlariniz icin